Sevebileceğim birine benziyordun dedi. Olsun dedim, sen de insana benziyordun.
Kimsenin bilmediği intiharlarım var benim, yaşamdan kopmuşçasına kaçışlarım var insanlardan.
Bilmediği konularda bilenlerden daha çok ukalalık yapanların ümüğünü sıkmak istiyorum.
Kendini beğenmiş insanları severim. Hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek, ayrıcalıktır.
Hepiniz bana gülüyorsunuz farklı olduğum için ben hepinize gülüyorum aynı olduğunuz için.
Trip atmasın, dırdır etmesin, hep elimin altında olsun, nazlı nazlı süzülsün istiyorsanız, balık alıp besleyin.
Ben kendi kusurlarımla dalga geçen bir insanım. Senin sokmaya çalıştığın lafa mı üzüleceğim.
Defterini dürdüğüm insanların muhasebesini tutmuyorum. İade faturasını kesip, hatalı mal olarak iade ediyorum.
Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.
Bazı insanların resimlerine bakıyorum, o kadar güzeller ki; hep resimlerde kalsınlar istiyorum. Çünkü karakterler objektife girmiyor.
Ey iki adımlık yerküre, senin bütün arka bahçelerini gördüm ben.
Yalnızca tuvaletleri değil, birbirimizi de bulmak istediğimiz gibi bırakalım.
Hayallerimi bırak umutlar senin olsun döneceksin sanarak yaşanmaz biliyorsun!
Ne olur artık vurma beni uzaklaş, bundan böyle benim için hüzündür aşk!
Değmeyen birine dönüp bakmam adamsa notunu hayvansa otunu verir giderim.
Tutamayacağın sözleri verdiğin kalpte tutunamayacağını da hesap etmeliydin.
Sadisttir insanlar, kendilerine uygun mazoşist ararlar sonrada kullanır kullanır atarlar.
Piyangonun sana çıkmadığına çok şaşırdım. Halbuki bütün numaralar sendeydi.
Kimi insan vardır, yokluğunda yeri dolmaz. Kimi insanda vardır, varlığında bir halt olmaz!
Kulislerini bildiğim insanların sahneleriyle ilgilenmiyorum!
Unutma! Senin küle çevirdiğin kalbe, bir başkası üfleyerek can verir.
Bağlanmaktan korkuyorum dedi. Tasmasını çıkardım gitti.
Kırdığın kalbin sahibine iyi bak. Yolun bir gün muhakkak ona çıkacak.
Siz nasıl rol yaparsanız, bende öyle senaryo yazarım. Sıkıntı yok.
Şerefin kadar konuş desem, ömür boyu susacak insanlar tanıyorum.
Kim demiş erkek dayıya çeker diye! Bazı erkekler var aynı halası!
Sevilmek istiyorsan önce insan ol! Ha bu arada insanlık bedava rahat ol!
Wi-fi görmüş telefon gibi her önünüze gelene bağlanmayın.
Sevdiğin kadına sahip çıkamıyorsan, Annenle güne gideceksin paşam.
Yangınlar bile yanmadı gözlerin kadar!
Sen çok güzel bir yalandın, benim hep inandığım.
Varlığımla iyi geçin, yokluğum senin olmayacak.
Aklımdan geçtin gittin, kim bilir yine kime gidiyordun.
Sen düşünürsün; ben uygularım! İşte farkımız bu!
Her insan huzur verir. Kimileri gelince kimileri gidince!
Eskiden altını çizdiklerimin şimdi üstünü çiziyorum.
El değmemiş intiharlarım var benim mecalsiz yaşamalarım.
Eski sevgilimin yeni sevgilisine soruyorum antikacı mısın?
Hayatta iki şeyi bileceksin. Benimsen kıymetini, değilsen haddini!
Canını yakıp ısınasım var.
Bazı insanlar, bazen insanlar.
Kardan adam olur, senden adam olmaz.
Entel değiliz ki manitamiz olsun.
Allah im yağmur yağdır yeryüzüne pislik çok!
Sana iki kelimelik sonunu bilmediğim bir hikaye anlatayım mı? Evet. Seni seviyorum.
Aslında Türkçe’m çok iyidir. Ama bazen anlamıyorum seni. ‘Git’ ne demek?
Şimdi söndü ışık sustu dudağımdaki sen çalan ıslık. Dünya ahiret acımsın artık
Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum.Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi yapıyor.
Zaman bütün hayallerimize ağzımın payını verdi.
Giderek daha çok seviyorum seni demişti. O yüzden gitti demek ki.
Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey, değmeyenlere yüreğimin değmiş olmasıdır.
Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar.
Keşke çocukken fazla mutlu olmayıp birazını da bu zamanlara saklasaydım. Lazım oluyor arada.
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
Bin “günahın” olsa da bana, bir “gün ah’ım” yok sana.
Sana muhtaç olduğum şu anda gel, yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel.
Ne var yani, benim de özel güçlerim var; mesela bazı insanları gözümde büyütebiliyorum…
Yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun.
Ey yalnızlık nikah mı kıydın bana. Helalimmişsin gibi her gece giriyorsun koynuma.
Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda, ardımda bir yürek yükü rüzgâr. Ne zaman sevmeye koyulsam, doğrulup çoğaldı ayrılıklar.
Oysa defalarca sormuşlardı, büyüyünce ne olacaksın diye; “mutlu” diyemedik çünkü çocuktuk; akıl edemedik…
Hadi simit satanı anladım, kestane satanı da. Peki ya dost satan, o da mı ekmek parası?
Açtığın yaralara zaman ve dua sürdüm bekliyorum.
Sen gittin artık yoksun ve boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanamayacağız ki.