Sahnede keskin sirke kıvamında olan Huysuz Virjin karakterini üretmiş zeka küpüdür Seyfi Dursunoğlu. Bazıları “Huysuz” karakterini görünüşü ve tavrından dolayı aşağılama hatasına düşebilir. Aynı kişilerdir ki, “zeka küpü” yakıştırmamı beğenmeyeceklerdir. Fakat tespit edilmesi gereken önemli bir nokta, bu karaktere hayat veren Seyfi Dursunoğlu’nun şahane simultane esprileri ve şimşek gibi çakan hazır cevaplarıdır. Ki, bana kalırsa tüm bu yetenekler arkasında keskin bir zekayı barındırır.

Seyfi Dursunoğlu’nu yalnızca “Huysuz Virjin” kılığındayken görenler, çoğu zaman onun kişiliği hakkında yanlış izlenimler edinirler. Oysa Seyfi bey’i yakınen tanıyanlar bilirler ki, o tam bir İstanbul beyefendisidir. Tavırları, nezaketi, tam anlamıyla “Huysuz”un tersidir. Seyfi bey bu konuda şöyle diyor;

‘‘Huysuz çok akıllıca düşünülmüş bir iş. Çok isabetli bir karar aldığımı düşünüyorum. Çünkü kadın giysileri içindeki erkek, birine hadi gel yatalım deyince, hem komik oluyor, hem de espiri olduğu ayan beyan ortada. Aynı şeyi bir kadın ya da erkek komedyen yapamaz, tuhaf olur.’’

Bir ara, yine “Huysuz” kılığında, televizyonda bir eğlence programı sunan Seyfi bey, uzun bir aradan sonra Kanal D’de yayınlanan dans yarışmasını yarattığı karakter ile birlikte izlenir kılıyor. Bu tür yarışmalara olan sert duruşuma rağmen “Huysuz”un performansını kaçırmak istemiyorum. Ve onun sahnede olduğu her anı ilgiyle izliyorum. İlerlemiş yaşına rağmen, aklı ve sıfırdan ürettiği esprileri ile kendine hayran bırakıyor.

Bunun yanında Ekşi Sözlük’te hakkında yapılmış aşağıdaki yorum da dikkat çekicidir.

“Seyfi bey’ in anlattığına göre, çocukluktan itibaren sürekli şarkı söyler ve kendi çapında showlar hazırlarmış. Lisede Zeki Müren’le ahbaplıkları olmuş ama aralarında bir rekabet varmış. Zeki Müren daha önce sanat hayatına atılarak, daha da yetenekli olduğu için, Seyfi Bey’den önce şöhret olmuş.

Seyfi Bey’in sanat hayatına atılması ise tamamen ekonomik sebeplere dayanıyormuş. Eskiden beri güzel giyinmeye meraklı olan bu şahıs, 450 lira maaş aldığı dönemlerde 250 liraya kazaklar alırmış ancak sonra ailevi bir problem sonucunda evden ayrılmış. bunun sonucunda da maddi olarak sıkıntıya düşmüş. Seneler boyunca hayattaki tek beklentisi hayatını idame ettirebilecek parayı kazanmak olmuş ve bazı geceler bu amaçla 7-8 yerde gösteri yapmış.

Huysuz Virjin’e gelince; geçkin, isterik bir kadındır. Seyfi Bey’in kendi kişiliği ile bir tezat oluşturuyor olması enteresandır. Çünkü Seyfi Bey aslında nezakete çok önem veren mazbut bir kişidir (eşcinsel olup olmadığı konusunda hiçbir bilgi vermiyor). Öte yandan Seyfi Bey’in “Huysuz”un kişiliğine bürünebilmek için her programdan önce iki kadeh viski içmesi gerektiği de bence enteresan bir bilgidir”

Seyfi bey’in Huysuz’la yaptığı işin temeli tek kişilik gösteri yani meddahlıktır. Bu nedenle zaman zaman Cem Yılmaz ile karşılaştırılmıştır. Fakat bana kalırsa aynı kategoride değildirler.

Huysuz’un asıl malzemesi gösteriyi izleyen konuklardır. Espriler çoğu zaman doğaçlamadır. İzleyiciler ile etkileşim oldukça yoğundur. Cem Yılmaz ise daha önceden üzerinde uzun uzun çalışılmış ve mükemmelleştirilmiş, akıcı bir kurguya sahip metin üzerinden gider.

Hazır cevaplık konusunda Huysuz, Cem Yılmaz’ın çok çok üzerindedir. Yılmaz’ın izleyenlerle etkileşime girmekten çekindiğini kendisi de dile getirmektedir. “Ben coşarsam onlar neler yapmaz” çekincesi ile gösterinin kontrolünden çıkmasından korkar. Huysuz ise hem sahneye hem de izleyenlere inanılmaz derecede hakimdir. İzleyenlerle bire bir etkileşimde olmasına rağmen gösteriyi tamamiyle kendisi yönetir ve bir an için olsun geri planda kalmaz.

Huysuz’un izleyenler üzerinde akla mantığa sığmaz bir kredisi vardır. En ağır, oldukça gizli saklı kalmış cinsel içerikli espriler ve aşağılamalar bile ters tepmez.

Aynı kredi Mehmet Ali Erbil’de de mevcuttur. Onun bu krediyi nasıl edindiğine bakarsak ardında Huysuz’u görürüz. Onun gösterileri de “Huysuz” temeline dayandırılmıştır. Fakat “Huysuz Virjin”e oranla bir doz daha uysaldır.

Seyfi Dursunoğlu ve ürettiği “Huysuz” karakteri arasındaki kişilik farkının uçurumlar boyutunda olması yeteneğinin ne düzeyde olduğunun açık bir göstergesidir. Umarım hem yeteneği hem de kişiliği birçok gence örnek olur. Onun gibi pek sık karşılaşmadığımız değerli insanlar fazlalaşır.