Minibarlar ilk olarak 1970’lerde tanıtıldıklarında büyük bir yenilikti. Ancak seyahat endüstrisi o zamandan bu yana biraz değişti. Otel minibarları, insanların ya sevdiği ya nefret ettiği bir özelliktir. Kesinlikle yararlıdırlar. Odanızda takılırken ve bir şeyler atıştırmak, içmek istediğinizde kullanışlıdırlar. Öte yandan herkesin bildiği üzere çok pahalılar.

1974’te Hong Kong’da ilk kez görüldüklerinden beri yapıyorlar. Öyleyse neden son birkaç yıldır giderek yeni otellerde kaldırılıyorlar? 

Karlı değiller

Hong Kong’daki Hilton otelinin, mini barları tanıttıklarında oda içi içecek satışlarında yüzde 500’lük bir artış  yaşadığı bildiriliyor. İlk başlarda çok mantıklıydı. Neden otel odanızdayken atıştırmak için başka bir yere gitmek isteyesiniz ki? 

Ancak fiyatlar aşırı yüksekti. Bir su 10 lira, bir coca-cola 14 lira vb. ücretler alınıyordu. Yalnız seyahat kültürünün değişmesi (otel odalarında daha az zaman geçirilmesi) kaçınılmaz sonu getirdi. 2017 yılında bir CBRE Hotels raporu , mini barların yiyecek ve içeceklerden elde edilen gelirin sadece yüzde 0.4’ünü oluşturduğunu buldu. CNN Travel ayrıca, mini barların bakımının pahalı olduğunu bildiriyor.

Seçenekler değişiyor

Oteller artık her yerde ve daha çok gezginlere hitap ediyor. Gezginler bir odada tıkılı kalmaktansa, bir markete yürümeyi veya minibardan alıp içeceği bir içeceği barda içmeyi tercih ediyor. Bazı oteller bunu minibarları tutarak ancak boşaltarak kullanmayı deniyorlar. Böylece otel misafirleri kendi atıştırmalıklarını saklamak için kullanabiliyor.

Minibarlar hala var mı?

Otel yöneticilerine göre, birçok otel mini barları belirli bir müşteri kitlesine hitap etmek için tuttuğu belirtiliyor. “Minibar stoklamaya devam eden bazı oteller bu hizmeti sadakat üyelerini ödüllendirmek için kullanıyor” diyor.