Benim canıma ‘tak’ etti, sen de ‘tık’ yok.
Sevgili gönlüm artık ota konmanın zamanı gelmedi mi?
Bir aptalın sizi öpmesine izin verin ama bir öpücüğün sizi aptal etmesine asla!
Beyin en inanılmaz organlarımızdan biri. Günde 24 saat ve 365 gün hiç durmadan çalışır. Taki siz aşık oluncaya kadar.
Götü kalksın diye değil, kalbi atsın diye sevmiştim Sebastian.
Aşk elmayı yemekle baslar, ayvayı yemekle biter.
Körebe oynamak gibiydi aşk, hepimiz kördük ebemizi gördük…
Sabahları kahvaltı yapmıyorum çünkü seni düşünüyorum. Öğlenleri yemek yemiyorum çünkü seni düşünüyorum. Gece olunca uyuyamıyorum çünkü açım.
Sen, sen ol, kapı önünde aşk yapma! Aşkın gözü kördür ama komşunun ki asla!
Yine özlerken uyuyakalmışım Sebastian, günaydın…
Aşık olup ızdırap çekeceğime, nezle olup burnumu çekerim.
Sana bir şey söyleyeceğim, ama sakın üzülme; dün doktora gittim, böbreklerimde kum, kalbimde seni buldular.
Deprem gibi girdin gönlüme, fay hattı çizdin beynime, enkazlar bıraktın kalbimde, artçılar hala devam etmekte.
Oysa kahve içmişliğimiz de vardı bu ne hatır gönül bilmemezlik.
O kadar güzel seni seviyorum diyordu ki yalanını seveyim diyemedim…
Herkesin kalbimde bir yeri var. Kiminin altı çizili, kiminin üstü!
Bir kadın özledim diyorsa ben de demeyeceksin, atlayıp yanına gideceksin…
Unutma Sebastian dal sarkar kartal kalkar çok seversen g.tü kalkar…
Neymiş efendim öyle birden sevemezmiş. Vade farksız 12 taksit yapıyoruz, öyle sever misin?
Bu devirde sevgilin için dağı bile delsen, amele der yine çeker gider.
Şişman bir çocuğun bir pastayı sevmesi gibi seviyorum seni.
Aşk acısı da neymiş… Sen bir de salonda ayak serçe parmağını sehpaya çarp o zaman acıyı görürsün.
Her derde deva olan şey; sarımsak mıydı, sarılmak mıydı? Karıştırdım.
Deli gibi sevdim, manyak gibi evlendim.
Bana bir adım gelen aşk adaylarıma ben freni patlamış kamyon edası ile gelirim. Anlayın artık durumumu…
İlgim ve alakam için çok özür dilerim, zira gtünü fazlasıyla kaldırdım…
9 ay karnında taşıdığın ve bu yaşa kadar büyüttüğün için teşekkür ederim gerisini ben hallederim kayın valideciğim.
Eskiden kadınlar eşlerinin ayaklarını yıkarmış. Şimdi yıka desek diyebilsek demeye çalışsak. Neyse. Kapatalım konuyu.
Vefasız sevgilim alzheimer hastası bile senin kadar cabuk unutmaz pes…
Kalbim çalındı kalbim kırıldı kalbim yandı kavruldu dendi ama kalbim Maşallah hala çalışıyor. Hadi be koçum kim yıkar seni…
Kalbimiz navigasyon cihazı değildir, götürdüğü her adrese gitmemeliyiz.
Yalnızca sevdiğimin fotoğrafına bakarken, telefonun parlaklığını açarım, ulan sana bu şarj feda olsun be!
9 ay karnında taşıdığın ve bu yaşa kadar büyüttüğün için teşekkür ederim; gerisini ben hallederim kayınvalideciğim.
Siz hiç sevgilinizle yağmur altında el ele gezmek nasıl bir duygu biliyor musunuz? Bende bilmiyorum nasıl bir duygu. 🙂
İlk görüşte aşkı anlıyorum da, ömür boyu birinin suratına bakan iki kişi arasında aşk bir mucizeden başka bir şey değil.
Aşkım şu kız mı daha güzel yoksa bu kız mı?’ sorusunun tek cevabı ‘Tabi ki seeeennn’dir. Tuzak soru beyler, oyuna gelmeyin.
Evdekilerle kavga ettiğim zaman hırçın bi kaplan, sevgilimle kavga ettiğim zaman süt dökmüş kedi gibiyim kaybetme korkusu böyle bir şey.
Sabahları kahvaltı yapmıyorum çünkü seni düşünüyorum. Öğlenleri yemek yemiyorum çünkü seni düşünüyorum. Gece olunca uyuyamıyorum çünkü açım.
Aşk dolmaya benzer, iyi sarılmazsa pişerken dağılabilir.
Kalbinde yer yoksa güzelim, SİNYAL ver ki ben de BAGAJdA gideyim.
Erkekler belediye otobüsü gibidir. Birini kaçırırsan beş dakika sonra öbürü gelir.
Erkekler neden evlenemeyecekleri kadının peşinden koşarlar? Köpeklerin kullanamayacakları otomobillerin peşinden koşmaları gibi.
Fazla mendiliniz var mı, aşık olmuşumda!
Dertleşmek istiyorsan 1 tuşla, birine sarılmak istiyorsan 2 tuşla, eğlenmek için 3 tuşla, hepsini istiyorsan benim numaramı tuşla.
Sen kadayıf kadar tatlı, lahmacun kadar sıcak, çiğ köfte kadar yakıcı, dolma gibi çekici, bulgur gibi asil ve içli köfte kadar dayanılmazsın.