Küfür etmek günahsa ettirenin de avradını…

Sana verilen fazla değer, israf!

Fondoteni çıkarda yüz yüze konuşalım.

Gidene git mi deniyordu, göt mü?

Ben senin beni sevebilme ihtimaline sokayım.

Hava olsan nefes alanın avradını…

Yaramızı görüp de tuzlukla gelenin de avradını…

Konu sensen, başlık şerefsiz olur!

Hata bizde! Yanlış insanlara iyi ki varsın dedik.

Orospuluk beyindedir, cinsiyet tanımaz.

Kendime söz verdim, artık duama karıştırmam seni.

İç güzelliği sadece organ mafyası önemsiyor aq.

Sadece boş vakitlerinde aklına geliyorsam, unut gitsin!

Havanın verdiği sıcaklığı veremeyen insanlar var!

Yaptığınız her adilik için, bir dörtlük mü yazayım!

Güvensiz karakterlerimizi, karaktersiz insanlara borçluyuz!

Seni öpemedikten sonra götümden ne farkın var…

Götü kalksın diye değil, kalbi atsın diye sevmiştim Sebastian.

Gün gelir devran döner; ben unutur, sen hatırlarsın!

Ben kendimle bile küfürlü konuşuyorum, sana ne saygım olacak!

Üç yanımız denizlerle, dört yanımız şerefsizlerle dolu!

Küfür eden benim tamam da, ettiren sensin. Söyle şimdi hangimiz edepsiz?

Şimdi karşıma çıkıp ‘seviyorum’ dese, ‘köpek mi havlıyor’ derim!

Bana akıl verirken kalanı size yetmeyecekse benim için lütfen riske girmeyin derim!

Yürekleri daracık bazılarının… Ne sevgi sığıyor içine, ne de insanlık!

Bazılarına elini vicdanına koy diyeceğim. Ama onların elini koyacak bir vicdanları bile yok!

Bugün de eski sevgilimin özlemine dayanamayıp ayı belgeseli izledim.

Yazdığın senaryoyu oynadın ve bitti demi. O halde kapat perdeyi alkışlasınlar şerefsizliğini!

Kül kadar etkisi olmayanların, kendini ateş gibi görmelerine hastayım.

Çek git! Dememiz gereken insanlara, ‘Kusura bakma’ dedik. Kaybedişimiz hep bu yüzdendir.

Boğazımda düğümsün. Yutkunsam gideceksin, yutkunmasam ölürüm.

Bak ben ne kadar seninle tanıştığıma memnun olmaya çabalasam da, sen oldurmuyorsun ki.

Alt tarafı biraz sendelerim ama düşmem. Olmayan beynini yorma sen!

Nokta kadar karakteri olmayan insanların her cümle sonunda ünlem olma çabasına hayranım!

Beraber değiliz ama o benim rüyalarımda, hayallerimde, küfürlerimde.

Neyin kafasını yaşadıklarından ziyade, kafasının içinde beyin olup olmadığını merak ettiğim insanlar var!

Bazılarına insan olduğum için değer veriyorum. İnsan oldukları İçin değil!

Telefon klavyesi kadar karakteri olmayan insanların, kendisini doğruluk abidesi gibi göstermesi beni boğuyor.

Bana bir sandalyenin sabrını ver ki, tüm götlere rağmen ayakta durabileyim!

Aslını göstermeyecek kadar iyi taklit yapan insan; Mesleği ne olursa olsun, en profesyonel karaktersizdir!

Sen şerefinle yaşarsın ama en sevdiğin insanın bile sana şerefsiz köpek deme ihtimali varmış, ona da eyvallah!

Arkamdan atıp tutmanın 3 nedeni olabilir; ya fesatsındır ya salaksındır ya da mesafeyi koyduğum yerde kalmışsındır!

Herkes farklı bir pencereden bakar hayata, buna saygım var. Ama bazı insanların camını çerçevesini indiresim var!

Senden nefret etmek bile, senin için zaman harcamak aslında. Bu yüzden artık umursamıyorum; sensiz de her şey yolunda!

Kızgınlığım geçer, kırgınlığımı unuturum. Gerekirse seninle arkadaş dahi olurum ama düşersen de ilk tekmeyi ben vururum!

Bu saatten sonra kendine iyi mi bakarsın, üstün açık mı uyursun, montsuz dışarı mı çıkarsın, Allah belanı mı verir beni hiç ilgilendirmez artık!

O sana ağzına geleni söyleyebiliyor ama sen hala onu kırmamaya çalışıyorsun değil mi? Aferin, madalyanı nerene takayım?

Bizde adettir; gelene Roma’yı, gidene kınayı yakarız!

Kalp kırmak, Kabe yıkmak gibidir.

Sana trip değil, kağıttan uçak bile atmam!

Bir varmış bir yokmuş. Değiştiriyorum; Ha varmış ha yokmuş!

Utanmaz insanları utandırmaya çalışma, başaramazsın.

Sevgim eksilmiyor ama saygı duyacağım bir şey kalmadı sende.

Kıvırmak; kalçada şık duran bir eylemdir. Kişiliğinize taşımayın lütfen!

Şerefsiz ünvalına sahip olmak için üniversite bitirmek gerekmiyor.

Öfke, rüzgar gibidir. Bir süre sonra diner ama birçok dal kırılmıştır bile.

Lanet olsun içimdeki iyimserlik sevgisine lanet olsun sana verdiğim değere!

Uyuz oluyorum söylediğin anlamsız sözlerine! Senin gibi anlamsız hepsi!

Ne şairim ne yazarım; ilham geldikçe kafamı bozanın yedi sülalesine sayarım!

Bazı insanlar çamaşır suyu gibidir. İnsan yıpratmaktan başka bir işe yaramazlar.

Bir çizgi bile olamıyorsun hayatımda ancak nokta olacaksın bunu unutma!

Tohumlar fidana; Fidanlar ağaca; O ağaçlar da arkamızdan kuyu kazanlara gitsin.

Hayatımdan çıkarlarken teşekkür edip, plaket vermek istediğim insanlar var.

Artık yazdıklarımda arama kendini. Çünkü ben suskunluğuma gömdüm seni!

Başkalarının hayatını yargılamaktan başka bir halta yaramayan insanlar niye varlar?

Bir ezanla geldin bir sela ile çekip gideceksin ey insanoğlu! Neyin derdindesin?

Herkes bıraksın senin için ölürüm kelimesini. Önce kendileri için yaşamayı öğrensinler!

Hiçbir ayrılık benim ecelime hükmedemez! Gelenle doğmadım ki gidenle öleyim.

Eskimiş yalanların kalıcı bir pisliğisin hayatımda senide temizleyeceğim yakında hayatımdan.

Bazı insanlar kondisyon bisikleti gibidir, onlarla bir yere varamazsın: Sadece yorarlar!

Neyin var? Dediklerinde Zaten anlamayacaksın, uğraştırma beni. Demek istediğim insanlar var.

İster kal ister git çünkü bundan sonra ne kalışın hoşluk, ne gidişin boşluk yapar gönlümde!

Ey can, kimseyi kırma! Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.

Üzülmeye değmez diyor dünya. Bırakıp gidenin de gidip dönmeyenin de canı cehenneme!