Yağmur darılmaz mesela, ne üstüne basana nede şemsiye açana.
Bu dünya darılma dünyası değil, dayanma dünyasıdır.
Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin! Ömer Hayyam
Küstüğün zaman gözlerim dolar sevdiğin zaman, yüreğim hoplar, seviyorum seni gece gözlüm duman yüzlüm.
Dost dediğin küstüğünde bile arkandan dedikodu yapmaz, arkadaş dediğin küsmez.
Bana küstüğün zaman o kadar kötü oluyorum ki, zaman duruyor dört duvar üstüme geliyor.
Kırıyorsa sözlerim susarım bir daha konuşmam. Rahatsız ediyorsa varlığım ölürüm karşına çıkmam. Rahatsız eden sevgim ise; üzgünüm ona karışmam.
Benim sevdiğim insanları da üzmeyiverin ya ben onları üzgün görünce onlardan beter perişan oluyorum.
Kırılma, darılma senden çok var bu dünyada! Yanımda durma, çıkma karşıma! Benim hayatım duygularım yeter kendi başına yaşamaya!
Benimle kurduğun hayalleri başkasıyla paylaşacak kadar ucuzsan bende seni tanımayacak kadar pahalıyım.
Bardağı yere at ve sonra ondan özür dile. Aslında onu kırmak istemediğini ve ondan tekrar su içmek istediğini söyle. İşe yararsa, ben burdayım. İnan dualarımı eksik etmem. Sonsuz mutluluklar diliyorum. Sana onsuz, o’na sensiz olan!
Küskünlüğüm hayata değil, içindeki beş para etmez insanlara. Bıkkınlığım ise, onların yüzüne bakmak zorunda kalmam aslında.
Bazen araya giren o küskünlüğü, en güzel anılar bile kurtaramaz.
Hayata dair bir anlamım olmalı, oda küskün ayrılarak gidişlerin değil, bana bakarak gülüşlerin olmalı.
Dostuna sahip çık küsmesin, dostunu iyi seç küstüğü zaman arkandan yaygara yapmasın.
Ben kusursuz doğmadım, acemi ve sakardım. İyi bir insan olmaya, vicdanımı temiz tutmaya çabalarken kırıldım. Hayat çok ince çok kırılgan. İnci Aral
Seni o kadar çok seviyorum ki aşkım, kırgınlık olsa da aramızda, bu can sana feda bir tanem.
Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin! Ömer Hayyam
Bazen araya giren o küskünlüğü, en güzel anılar bile kurtaramaz.
Aşıkların küslüğü, birbirlerini görene kadar sürer.
Hayata dair bir sen varsın ben yaşadığım tek duamsın küsme bana sevgilim sensiz ben neylerim.
Artık yazdıklarımda arama kendini! Çünkü ben, suskunluğuma gömdüm seni.
Aşk acısı çeksem bir dert küskünlük acısı çeksem bir dert kime ne diyeceğim herkes dert!
Tek başına hayatı öğrenen insanı, kimse yokluğuyla korkutamaz.
Hayat öyle bir noktaya getirir ki insanı; eskiden hiç bitmesin dediğin günlere, keşke hiç yaşamasaydım dersin!
Bana kalsa yazarım da, kelimeler küsmüş sana.
Sevgilim küskün olduğumuzda bile seni düşünüyorum seni çok seviyorum bebeğim benim.
Bilir misin? Gönül derin küser, yarasına yara açana.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın. Mevlana
İçim nasıl küskün sana bir bilsen. Ama hiç bilemeyeceksin.
Sana küskün olsam da gülüm senin için ölürüm küskünlüğüm sana değil bizi böyle yapan hayata!
Hani derler ya; insan sevdiğine hiç kırılır mı? Aslında insan en çok sevdiğine kırılır!
Kimseye kırgın değilim, kaderime küstüm bundan kime ne!
Dal rüzgarı affetse bile dal kırılmıştır bir kere.
İnsan birisini bu kadar severse nasıl darılır diyordu. Hiç darılabilir mi? Muhakkak yorulmuştur.
Samimiyetin belirtisi gözler. Dürüstlüğün ifadesi de tutulan sözlerdir.
Çok fedakarlık yapana kıymet verilseydi, yıllarca tarla süren öküze bıçak sürülmezdi.
Artık gelme! Çünkü hayaller bile sana dargın!
Kırgın değilim sana, Fakat kırılacak kadar, yakın da olamam bir daha.
Kırılmış bir kalbin hesabı, bu dünyaya ağır gelir.
İnsan birisini bu kadar severse nasıl darılır diyordu. Hiç darılabilir mi? Muhakkak yorulmuştur.
Hadi kalbim , topla kırıklarını da duaya gidelim.. Bizi yaradandan başkası anlamaz..
Senden başka herkesin olduğu bir şehirdeyim!
Kırılan yanımızı hep gizledik biz, Ama Allah biliyor!
Hani derler ya; insan sevdiğine hiç kırılır mı? Aslında insan en çok sevdiğine kırılır!
Kinim kendime, susuşum sana, küsüşüm tüm dünyaya.
Ben sana kızsam, kendime küserim.
Dilinin küstüğüne, kalbin saatlerce konuşur bazen..
Küstüm demek ne kolaydı çocukken, şimdi ise alttan alıyoruz istemeden.
Gün gelir saatlerce konuştuğun insanlarla tek kelime konuşamaz olursun.
Konuşma ile anlatılamıyor, susunca anlaşılan.