Mekan her zaman bulunur da huzur veren insan her zaman bulunmaz.
Dua, sevgiliye yazılmış mektup gibidir. Zarfın içerisine yüreğini koyanın, duâsı kabul edilir.
Hiç kimse kalbe ne zaman, nerede ve nasıl atacağını söyleyemez.
Esrar kadar yeşil değildi belki gözleri. Ama bir bakışı baş döndürecek kadar etkiliydi!
En anlamlı bakış, bir çift ıslak gözde saklıdır. Çok şey anlatır çünkü dil bağlanır, yürek konuşur.
Özledin mi diye sordular Adın geldi aklıma, yutkunamadım bile.
Ben kattım sana biraz, öyle sevdim seni. Çünkü sen de bensiz o kadar güzel değilsin hani.
Şöyle de bir gerçek var ben, hayatımda onun yanında mutlu olduğum kadar başka hiç bir yerde mutlu olmuyorum.
Kıskanma beni yalnızlığımdan, gel birlikte aldatalım yalnızlığı.
Kız, anadan öğrenir çay ile demlemeyi. Oğlan, babadan öğrenir o çay demleyen mis elleri öpmeyi.
Kolay kolay sevmezdim, gülüşüne denk geldim.
Aşk ne olursa olsun her engeli aşıp ona gitmek, onu görmek için her şeyi görmemezlikten gelmektir.
Bu yürek senden hiç vazgeçmeyecek sen peşimi bırak diyene kadar.
Aşkın gözyaşları ıslatırken sevgilinin omzunu, neden bu kadar geç kaldığını sorar aşk meleği.
Ne doğan güneşten beklentim, ne batan güneşten korkum var. Tek beklediğim sen, tek korktuğum sensizlik.
Onunla aynı şehirde bir kaç dakikaya ihtiyacım var sadece.
Kadının üç hali var gülerken sevmen gereken hali, ağlarken sarılman gereken hali, uyurken, öpülesi hali.
Koy başını dizime sen rüyalara dal bende sana dalayım.
Aşk acısı sayılarla değil, derinliklerle ölçülür. İnsan kalbinden kaç kişinin geçtiği değil, kimin hangi derinlikte iz bıraktığı önemlidir.
Senden başka bir sevdiğim var ise kefen olsun son giydiğim elbise.
Her yeni gelen günü yeni bir ümitle beklemeli. Gece, yağan yağmurla uyursun sabah bir de bakarsın odan güneşli.
Hatun dediğin uzun siyah dalgalı saçlı olur. Kısık gözleri, çilek kokan dudakları olur, bir tebessümünde de dünyan durur. Neyse.
Aşkı senin gülüşünde buldum, gözlerin cennetin bir yansıması sanki.
Sevmek, sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma. Çünkü ask onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında.
Hava ne kadar kararırsa kararsın ben hep senin güneşinim.
Gönül delidir zoru seçer kalp mahkumdur umut ister dil dilsizdir söz ister aşk imkansızdır güç ister sevda zordur oda yürek ister.
Şık olmalı kadın dediğin. Edebi, adabı, bakmayışı, hatta susuşuyla bile.
Eğer inanırsanız bir dağı yerinden oynatabilirsiniz. Mucize dağı yerinden oynatmanız değil, inanmanızdır.
Güzellik geçici ise senden niye geçmemiş.
Ben ona yaralarımı gösterdiğimde o yüzüme bakıp çiçekten narin parmaklarıyla yaralarımı okşuyordu. İşte o zaman içimden şöyle dua ediyordum Allah’ım yaralarım kapanmasın
Acıyan yerlerini öpecek biri varsa hayatında düşmekten korkma.
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Onunla kavga etmeyi başkasıyla gülmeye değişmem.
Ben böyleyim işte. Böyle büyük sevdim seni. Bir varlığı seviyor olmak kolaydı her zaman. Bense yokluğunu sevdim senin. Kolay olan varlığını değil, zor olan yokluğunu sevdim.
Saçmalamak mı? Seninle saçmalayamadıktan sonra, çok saçma.
“Ve bu düşünceler kafamdayken, birde şu dışardaki berbat hava..”
Yanımda bir kişilik yer var. Sende o kişilik varsa buyur gel.
Ölmekten müthiş bir şekilde korkuyordu çünkü henüz gerçek anlamda yaşamamıştı.
Yaşıyorsam, bu gelecek günlerin bana seni getireceğine inandığım içindir.
Hani bir an oluyor,insan çalışacak gücü bulamıyor kendinde.Ama böylesi anlar, geçmişte yapılan işleri anımsamak ve ileride, engel ortadan kalktıktan sonra daha büyük bir şevk ve gayretle işe sarılmayı düşünmek için biçilmiş kaftandır..
Yüreğinin götürdüğü yere gidersen, beni elinle koymuş gibi bulursun.
Gülüşün ekmek kırıntıları gibiydi Bense aç bir serçe. Karın tokluğuna sevdim seni.
Sabah erkenden bu yataktan kalkmalar yok mu! İnsanı büsbütün serseme çeviriyor.
İnsan dediğin uykusunu alacak.
Senin uçurum gibi gözlerin vardı. Benimse intihara meyilli sevmelerim.
Ailesini yoğun bir duygu ve sevgiyle düşünüyordu. Yok olması gerektiğine dair düşüncesinde belki kız kardeşininkinden bile daha kararlıydı.
Öyle çok kelimelere gerek yok. Sessizliğimin sesi, dualarımın aminleri olsan yeter.
“Bizi anlayabilseydi,” diye tekrarladı babası ve gözlerini kapatarak kızın bunun olanaksızlığına dair kanısını kabullendi, “o zaman belki onunla uzlaşmaya varılabilirdi. Ama böyle…