Arabaların gövdesi yani kaporta, otomobillerin motor, sürücü, yolcu bölümleri ve diğer aksamlarını kapatan metal örtüdür. Kaporta motor, yolcu bölümlerini korumasının yanında motordan ve yürüyen aksamdan gelen sesi azaltan bir özelliğe de sahiptir.
Seksenli ve doksanlı yıllarda üretilen eski araçlarda, kaportalar sac ve/veya çelik destekli sac gibi ağır malzemelerden üretilirdi. O dönemlerdeki tamponlar da kaporta ile aynı malzemeden üretilirdi. Bu tür kaportalar, kaza anında olağanüstü bir koruma sağlarken, aracın gövdesine güçlü bir baskı uygulardı. Bisikletli ve yayalarla gerçekleşen kazalar ise ölümcül olabiliyordu. Kaporta sert olduğundan, kaza anındaki temas fazlasıyla sert oluyordu.
Ayrıca ağır olması nedeniyle aracın hem performansını hem de yakıt tüketimini olumsuz bir şekilde etkiliyordu.
Bu ve bunun gibi nedenlerden dolayı otomobil üreticileri hem performans ve yakıt tüketimini iyileştirmek hem de güvenlik zafiyetlerini ortadan kaldırmak için farklı malzemeler kullanmaya başladılar. Bu malzemerin başında alüminyum ve karbon fiber geliyor.
Volvo Arabalar Neden Sağlam?
Volvo‘nun araçlarında kullanılan logo demirin antik zamanlardaki simgesini temsil ediyor. Zaten meşhur bir cümle daha vardır: Volvo çeliği en fazla bu kadar eğebildiği için araçların tasarımı çok iyi değil.
Volvo’nun logosu dayanıklılığı simgeleyen çelik şerit özel olarak seçilmiş. Zaten meşhur bir hikaye vardır. Bir gün bir gazeteci Volvo’nun tasarım müdürüne ağzını yayarak ”tasarımlarınız neden bu kadar sıradan?” diye sorar tasarımcı da ona şöyle cevap verir; Çeliği ancak bu kadar bükebiliyoruz!
Aslında gerçek bu değil. Volvo araçların karıştığı kazalardan fotoğraflar paylaşılarak oluşturulan bir algı var. Halbuki diğer otomobiller ile aynı standartlarda üretiliyor. Fotoğraflar ise yalan değil. Sadece biraz fizik bilmek gerekiyor. Volvo’ya çarpan araba fren yaptığından ön tarafı aşağıya doğru ivme kazanıyor ve diğer aracın daha sağlam olan bölgesine çarpıyor. Sonuç Volvo sağlam gibi duruyor.